ARI SÜTÜ

arı sütü hakkında her şey...

arı sütü;

arı sütü aslında arıların yavruları ve ana arıları beslemek için salgıladıkları bir maddedir.fakat biz insanoğlu arıların bu harika ürününü almaktan çekinmiyoruz çünkü bu bizim için son derece önemli bir madde.detaylarını okudukça şaşıracaksınız.Merak edenler için bahsedeyim; yandaki resimde göz içerisindeki arı sütü gözükmektedir.

arı sütü nedir ?

arı sütü 6-12 günlük işçi arıların ana arıyı ve genç larvaları beslemek için yutak üstü salgı bezlerinden salgıladıkları beyaz krem renginde ve tereyağı kıvamında protein,vitamin,mineral maddeler ve iz elementler bakımından oldukça zengin bir besin maddesidir. .

arı sütü'nün bileşimi
Aynı genotipik karakterli döllü yumurtalardan çıkan larvalar,kendilerine verilen arı sütünün nitelik ve niceliğine bağlı olarak anatomik ve fizyolojik bakımından birbirinden tamamen farklı iki ayrı birey olabilmektedir. Bu farklı besleme sonucu ana arı hastalıklara karşı direnç kazanmakta , günde kendi ağırlığının iki katı kadar yumurta üretebilmekte ve yıllarca yaşayabilmektedir. İki bireyin bu denli farklılaşması yalnızca arı sütünün olağanüstü gücünden meydana gelmekte ve yalnızca bu yönü bile arı sütünü tüketen bir insanın neler kazanabileceğini göstermektedir. arı sütü bileşim itibariyle oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Yaklaşık yarısından fazlası su ,protein, yağ, şeker, mikro elementler , enzimler, hormonlar, vitaminler, çeşitli yağ asitleri ,10-HDA ve daha birçok maddeye ek olarak %3 dolayında henüz belirlenemeyen maddeler bulunmaktadır. Arısütünün lipid kısmında gaz-sıvı kromatografisi ile yapılan incelemelerde, 26 dan fazla yağ asidi gözlenmiştir. Bunlardan 12'si nonanoik, kaprik, undekanoik, tridekanoik, launk, miristoleik, palmitik, palmitoleik, stearik, linoleik ve arakidik asit olarak tespit edilmiştir.Arısütü bileşiminde "TESPİT EDİLEMEYEN DİĞER MADDELER" adı altında belirtilen %2-3 civarındaki kısımda ise Arısütünün asıl deva niteliği taşıyan maddelerin bulunduğu Bilimadamlarınca tespit edilmiştir. Bunlardan biri balda dahi bulunmayan, sadece Arısütünde %1.5 oranında bulunan 10-Hydroxy-delta-2-dekanoik asit'tir. Yine "Tespit edilemeyen diğer maddeler" kısmında bulunan diğer çeşitli aktif maddelerin; organizmada canlandırıcı ve gençleştirici etkisi olduğu saptanmıştır.

Arısütünün içinde kuvvetli Radyoaktif ve Manyetik enerji olduğu görülmüştür

Yapılan incelemelerde Arısütünün besleyici olmasından başka çeşitli hastalıklara da iyileştirici niteliği olduğuna dair bulgular bulunmuştur.

Etkileri bilinen fakat belirlenemeyen bu maddeler arı sütünün olağanüstü etkilerini meydana getirmektedir. arı sütü kalp rahatsızlıklarından kansere kadar bir çok hastalıkta vücudu güçlendirmek,bağışıklık sistemini uyarmak amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle yoğun antibiyotik kullanan radyoterapi ve kemoterapi olan hastalarda muhtemel karaciğer ve böbrek zararlarını önlemekte karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını korumaktadır.

arı sütünün tüketilmesi ve faydaları
arı sütü bal ile tüketilebileceği gibi saf olarak sabahları aç karnına, kahvaltıdan en az yarım saat önce ve dil altından eğilimi yoluyla tüketilmesinin daha doğru bir yaklaşım olduğu ortaya konulmuştur. Normal şartlara ortalama doz yetişkinler için 0,5g , hastalık ve rahatsızlık hallerinde 1 g olarak önerilmektedir. Çocuklarda ise yaşa ve doktor tavsiyesine göre yetişkinler için belirtilen dozun yarısı ile ¼ 'i önerilir. Piyasada bal-polen-arı sütü karışımları bulunmaktadır. Bu tür karışımların, 1Kg bal, 30-50 g arı sütü ile 100-150 g polen şeklinde olması tavsiye edilir

arı sütü'nün etkileri
arı sütü ağız yoluyla alındığında;

Stimulant - Fiziksel performansı artırıcı, hafızayı güçlendirici, zeka açıcı, kendine güveni artırıcı etkileri
Genel olarak sağlıkta ve metabolizmada düzelme
İştah artırıcı
Doku ve cildi yenileyici, güzelleştirici
Seks gücünde artış, yumurta ve sperma üretiminde artış
Viral hastalıklara karşı direnç
Tansiyonu düzenleme
Kansızlığı (anemi) giderme
Damar tıkanıklarına karşı olumlu etki
Kolestrolü düzenleme


arı sütünün topikal olarak kullanımı
Deriyi gerdirme, yenileme ve canlılık
Epitel hücrelerini geliştirme ve uyarma
Kırışıklığı giderme
Derinin yağ sekresyonunu düzenleme
Antibiyotik aktivite
Escherichia coli, Salmonella, Proteus, Bacillus subtilis ve Staphylococcus aureus (Lavie, 1968; Yatsunami and Echigo, 1985).
Micrococcus pyrogens karşı penisilinin etkisinin % 25 ini göstermiştir. (Blum et al., 1959).
Antiviral aktivite (Derivici and Petrescu, 1965)

arı sütünün etkili olduğu rahatsızlıklar

1. Akne (Sivilce) 2. Dermatit (isilik)
3. Sedef hastalığı 4. Fluid retention (Su toplaması)
5. Alerjiler 6. Anjin
7. Astım 8. Bronşit
9. Soğuk algınlığı 10. (isteksizlik, iştahsızlık)
11. Arteriosclerosis (Damar sertliği) 12. (Eklem yangısı, Romatizma)
13. Siyatik 14. Anemi (kansızlık)
15. İlaç düzensizliği 16. (salgı bezlerinin yaptığı ateş)
17. Böbrek rahatsızlıkları 18. Yüksek ve düşük tansiyon
19. İnce bağırsak ülseri 20. Gastroenterit (ishal)
21. Hepatit (Karaciger iltahabı) 22. Yüksek ve düşük şeker hastalığı
23. Adet sancıları 24. Adet öncesi depresyon
25. Doğum ve doğum öncesi depresyon 26. Hamilelik sabah yorgunluğu
27. Menopoz 28. Yüksek aktiflik
29. Impotence (İktidarsızlık) 30. Sistit
31. (Zihinsel ve fiziksel özürlülük) 32.(Beyin iltihabı)
33. (doku kalınlaşması) 34. Stres
35. Depresyon 36. Stroke (travma, darbe)
37. Egzama 38. Kanser
39. AIDS 40. Lösemi

Arı sütünün olağanüstü faydaları dünya bilim adamlarınca onaylanmıştır. Arı sütünün dünyadaki tüm besinlerden, bitkilerden, ilaçlardan, gıdalardan, vitaminlerden, otlardan vs. ayıran en büyük özelliği; Her yaş insan vücudunda tepeden tırnağa vücuttaki bütün hücreleri yeniler, besler, onarır, tamir eder, geliştirir, metabolizma dengesi kurar, tüm hastalıkları yok eder, doğal, işlenmemiş vitamin verir, yaşlanma hızını keser, beyin-beden-direnç gücünü yüksek oranda arttırır En önemli unsur ise arı sütünün extra 1.kalitede, tahlilinden olumlu sonuç alınmış, %100 saf, bilimsel sistemde üretilen ve dozajına uygun kullanılan Arısütü olmasıdır.

arı sütü yazısı..

arı sütü 6-12 günlük işçi arıların kafalarındaki çene altı (mandibular) ve hipofarenks bezlerinden salgılanan, besin değeri ve biyolojik aktivitesi çok yüksek değerli bir üründür. arı sütü kovan içerisindeki genç larvaların ve kraliçe arının beslenmesi için kullanılır. İşçi arılarla kraliçe arı arasında genetik olarak bir fark yoktur.

Larvaların beslenmesine bağlı olarak bunlar ya işçi arı veya kraliçe arı olurlar. Tüm larvalar ilk 3 gün arı sütü ile beslenirler. 3.günden sonra eğer larvalar bal ve polen ile beslenirse işçi arı, arı sütü ile beslenirse kraliçe arı olurlar.

Kovanda sadece kraliçe arılar, hayatı boyunca arı sütü ile beslenir. Larva döneminde arı sütü ile beslenen kraliçe arılar gelişmesini daha erken tamamlayarak 16 günde ergin hale gelirler. 3. günden sonra bal ve polenle beslenen işçi arılar ise gelişmesini 21 günde tamamlarlar. Kraliçe arılar işçi arılara oranla çok daha iri ve dayanıklıdır. Kraliçe arıların üreme organları mükemmel bir şekilde gelişmiştir, işçi arılarınki gelişmemiştir. Genç ve sağlıklı bir ana arı bir günde 1500-2000 yumurta yumurtlayabilir ve bir günde yumurtladığı yumurtaların ağırlığı kendi ağırlığına eşittir. Hayatı boyunca arı sütü ile beslenen kraliçe arılar 3-4 yıl yaşayabilirler fakat bal ve polenle beslenen işçi arılar sadece 5-6 hafta yaşayabilirler. Kraliçe arı ile diğer işçi arılar arasındaki farklılıklar bu özel diyetten (arı sütü) kaynaklanmaktadır.

Kraliçe arının hayatını inceleyen ve arı sütü'nün özelliklerini öğrenen insanlar bu ürünün insan sağlığı ve beslenmesindeki önemini keşfetmişler ve arı sütü tüketimi hızla artmaya başlamıştır. arı sütü içerisindeki 10-hydroxy-decenoic asit doğal bir antibiyotik olup bakterilerin virüslerin ve fungusların çoğalmasını önlemektedir. İşçi arıların, bazı hastalıkları olmasına rağmen arı sütü ile beslenen kraliçe arılar hastalanmazlar ve 3-4 yıl süre ile yaşamlarını sürdürürler.

Laboratuarlarda yapılan analizler sonucunda bu gizemli besinin içinde proteinler, şekerler, serbest esansiyel amino asitler ve yağ asitlerinin olduğu görülmüştür. İçinde yoğunca B vitamini, mineraller, iz elementler ve antioksidan maddelerin olduğu belirlenmiştir. Günümüzde teknolojinin çok ileri bir düzeye ulaşmasına rağmen arı sütü içerisinde % 3.5 oranında bilinmeyen maddeler bulunmaktadır. Bu bilinmeyen maddeler metabolizmayı düzenlemekte, vücudun direncini ve bağışık sistemini güçlendirmekte, hücre yenilenmesini sağlamaktadır. Bu özellikleri nedeniyle arı sütü kalp rahatsızlıklarından kansere kadar bir çok hastalıkta vücudu güçlendirmek, bağışıklık sistemini uyarmak amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle yoğun antibiyotik kullanan, radyoterapi ve kemoterapi alan hastalarda bu alınan zararlı maddelerin karaciğer ve böbreklere zarar vermesini önlemekte, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını korumaktadır.

Arı sütünün bu özellikleri nedeniyle her yıl tüketimi artmakta Japonya, Çin, ABD ve bir çok Avrupa ülkesinde sağlıklı insanlar dahi genç ve zinde kalabilmek, sağlıklı yaşayabilmek, hastalıklara karşı dirençlerini arttırmak amacıyla her gün arı sütü tüketmektedir. arı sütü safken dondurulmuş olarak saklanmalıdır. Ancak arı sütü üretimi ve tüketimi fazla olan ülkelerde toz haline getirilmiş, bozulmadan çok uzun süre saklanabilen tablet veya kapsül halinde hapları da pazarlanmaktadır.Her gün yüz binlerce insan besleyici ve bünyeyi güçlendirici bu doğal ilaçları kullanmaktadır.



DÜNYA BİLİM ADAMLARı VE TÜBİTAK'A GÖRE ARISÜTÜ ?

Arısütünün sudaki çözeltisinin vazodilative(damar açıcı) etkisi olduğu saptanmıştır. Bu aktivite bala nazaran 100-200 kat daha fazladır. Ayrıca kandaki KOLESTEROL seviyesini önemli oranda düşürdüğü de Japon Araştırmacılar tarafından gözlenmiştir.

- Kanada Ulusal Kanser Araştırma Enstitüsü'nün 27.04.1963 te yayınlanan raporuna göre Prof. Gordon F.Towsen'in aldığı sonuçlar ise; "Arısütünün bileşiminde bulunan 9-10 Hydroxy-2 Transoique ve Dicarboxylic gibi asitlerin bulunması lösemi(leucemie) - KAN KANSERİ - nin gelişmesine ve diğer bazı kanser tümörlerinin büyümesine engel olmaktadır. Bu konuda profesör tarafından 2000 deney faresi üzerinde yapılan incelemelerde, farelerin hepsine kanser hücreleri aşılanmış ve bunlardan 1000 tanesine hiçbir müdahale yapılmayarak kendi haline bırakılmış, diğer 1000 tanesine de ARISÜTÜ verilmiş; Kendi haline bırakılan 1000 farenin kanserden öldüğü, Arısütü ile beslenen diğer 1000 farede ise kanser görülmediği ve yaşamlarını sürdürdükleri gözlenmiştir"
- Dünyaca ünlü Biolojist Dr.Bellevefer'in "La Gelee Royale" adlı yapıtında Arısütü'nün faydaları için şunları yazmıştır:
1 - İnsanın FİZİKSEL ve RUHSAL YAPIsına genel yapısına iyilik hissi verir
2 - Vücudun yorulmadan sürekli olarak ÇALIŞMAsını sağlar
3 - Çocuklarda FİZİKSEL GELİŞMEyi sağlar
4 - Kadınlarda REGL HALLERİni düzeltir
5 - MENAPOZ ve ANDREPOZ dönemlerinde bünyeyi destekler
6 - SAÇLARIN DÖKÜLMESİni önler
7 - Sürekli YORGUNLUK, BİTKİNLİK hallerini düzeltir
8 - RNA ve DNA deposu olduğundan ÖMRÜ UZATIR
9 - Yorgun ve bitap düşmüş vücut mekanizmasında iyi hücre faaliyetini canlandırıp arttırır, GENÇLİK VERİR
- Fransız Bilim adamı Alin Caillas'ın vardığı sonuçlara göre;
1 - Arısütü antibiotik ve anti mikrobiktir. Özellikle VEREM mikrobu üzerinde büyük öldürücü özelliğe sahiptir
2 - ANGINE DE POITRINE, DAMAR SERTLİĞİ, ASTIM, ŞEKER, ÜLSER, HİPER VE HİPO TANSİYON VE FELÇLERDE çok olumlu etkileri görülmüştür
3 - Arısütü sağlıklı bir yaşantı için çok gerekli, değerli ve eşsiz bir doğal bileşimdir. Ve düzenli kürlerle kullanıldığı zaman vücudun tam sağlıklı, kuvvetli, dinamik ve ruhen güçlü tutar.
Dr.Ivenchi'ye göre yaşlılıkla en çok görülen "ARTERİS-CLEROS"ın (damar sertliği ile birlikte kandaki kolesterolün yükselmesi) tedavisinde Arısütü oligotest olarak kullanılması olumlu sonuç vermiştir.
Japon Araştırmacıların tavşanlar üzerinde yaptıkları testlerde; fosfolipid, triglisent, B-Lipoprotein ve total lipid seviyelerinin de arısütünden etkilendiği ve düştüğü gözlenmiştir
Avusturya'da 120 hasta üzerinde yapılan klinik denemelerde, arısütünün ağız yoluyla alınması halinde CİLT ve SAÇ hastalıklarında önemli olumlu gelişmeler ve düzelmeler görülmüştür. Yine Arısütünün içerdiği hormonlar sebebiyle CİNSEL FONKSİYONLARI arttırıcı etkileri de tespit edilmiştir.
" Arısütü yüksek oranda protein, vitamin, mineral madde içerdiğinden besleyici değeri büyük bir besin maddesidir. Organizmayı gençleştirici bir özelliğe sahiptir. KANSER, KALP-DAMAR SİSTEMİ, ASTIM gibi çeşitli hastalıklara iyi geldiği ve SİNİR SİSTEMİ üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu bildirilmektedir. Arısütünün işçi arılar ile ana arılar arasındaki CİNSEL farklılaşmayı meydana getiren, biyolojik bir etki yaptığı ve bu etkiye büyük orandaki pantotenik asit miktarının neden olduğu bildirilmektedir. Arısütünün içinde bulunan 10-hydroxdec 2-cnoic asitden dolayı antibakteriyel etkiye sahip olduğu bildirilmektedir. Saf olarak veya bala karıştırılarak yendiğinde ROMATİZMAL HASTALIKLARA, KANSIZLIĞA, ÇEŞİTLİ GÖZ HASTALIKLARINA, SAÇ DÖKÜLMELERİNE karşı kullanılmaktadır."
Ana başlık : Arısütünün yapısı ve üretim yöntemi
Kaynak : Tübitak Bilim ve Teknik dergi - Yıl : 1996 Ay : Nisan Sayı : 341 Sahife : 96
" Arısütü hormonlar ve zindelik veren özel maddeler içermektedir. Arısütü, ekonomik düzeyi yüksek olan ülkelerde pazar bulmuş durumdadır. Hatta Apiterapi denilen yolla arı ürünleri ile tedavi gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bazı doğu bloku ülkelerinde sadece arı ürünleri ile tedavi yapılan klinikler mevcuttur. Arısütü SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARINDA, SÜREKLİ YORGUNLUK HALLERİNDE, KISIRLIK TEDAVİSİNDE, DAMAR SERTLİĞİNDE, GÜÇ VE ZİNDELİK kazandırmakta kullanılmaktadır."
Ana başlık : Beslenmede Arısütü
Kaynak : Tübitak Bilim ve Teknik dergi - Yıl : 1989 Ay : Nisan Sayı : 257 Sahife : 21
" Ana arılar, tüm larva ve ergin dönemlerinde Arısütü ile beslendiğinden yumurtalıkları ve spermatekaları (erkekten gelen spermayı depo ettikleri kase) çok iyi gelişmekte, günde 1500-3000 yumurta bırakmakta ve birkaç yıl bu üretkenliğini sürdürerek koloninin geleceğini yönlendiren en önemli bireyi olmaktadır. Ana arıların özel olarak arısütü ile beslenerek aynı genetik yapıya sahip işçi arılardan farklı yapısal özellikler göstermesi, UZUN ÖMÜRLÜ olması ve olağanüstü verimliliğe sahip olması: İnsanlar üzerinde de benzer etkiler gösterebileceği görüşü dünden bugüne bu ürünü çok çekici bir duruma getirmiştir. Arısütü 30-35 yıldan bu yana insanlar tarafından ÇEŞİTLİ HASTALIKLARIN SAĞITILMASINDA, VÜCUDUN SAĞLIKLI VE DİNÇ TUTULMASINDA, HÜCRE YENİLEME özelliği nedeniyle kullanılmaktadır. Son yıllarda Arısütünün APİTERAPİ alanında kullanımı da üretimini cazip duruma getirmiştir. Dünyada Arısütünün üretim ve ticareti Çin, Japonya, Taiwan ve Yeni Zelanda gibi Uzak Doğu ülkelerinde yapılmaktadır. Çin yılda 1000 ton Arısütü üretimi ile ABD ve birçok Avrupa ülkesinin Arısütü talebini karşılamaktadır. Ülkemiz arı yetiştiricilerinin Arısütünün üretim, muhafaza tekniği ve pazarlaması konularında çok fazla bilgiye sahip olmaması, teknik sorunlarla karşılaşmaları, bazı üreticilerin Arısütüne katkı maddeleri karıştırarak pazarlamaları tüketici ve ihracatçıları zor durumda bırakmakta, saflığı konusunda şüphe oluşmasına neden olmaktadır. Bu açıdan ülkemizde Arısütünün önemi, özellikleri, üretimi, muhafaza tekniği, kullanım alanlarının bilinmesi; üretici ve tükecilerin bu yönden aydınlatılması gibi konulara önem verilmelidir. "
Ana başlık : Doğanın Harika Ürünü ARISÜTÜ
Kaynak : Tübitak Bilim ve Teknik dergi - Yıl : 1996 Ay : Nisan Sayı : 395 Sahife : 96


ARISÜTÜ NASIL VE NE KADAR KULLANILIR :
Arısütünün iki kullanım şekli vardır. Birincisi saf olarak, ikincisi ise balla karıştırılarak. Saf olarak alınması halinde dil altına konur ve yaklaşık beş saniye kadar dil altında bekletilir ve sonra yutulur. Balla karışması halinde dil altında bekletmeye gerek kalmaz. Saf Arısütünün kullanıcı tarafından muhafazası zor olabileceğinden en iyi kullanım şekli bal ile karıştırılarak alınmasıdır. Bal ile karıştırılarak alındığı zaman kana karışması ve faydasını göstermesi daha hızlı olur. Arısütü; saf veya balla karışmış olarak, her iki şekilde de sabah ve akşam olmak üzere aç karnına alınmalıdır. Bunun yanı sıra Arısütünün karıştırıldığı balın kalitesinin iyi olması, nektarı yüksek çiçeklerden elde edilmiş olması, hileli ve kalitesiz bal olmaması gerekir. Arı sütü saf veya balla karışmış her iki halde de kesinlikle metalle temas edilmemeli, ışıkta kalmamalıdır.
Arı sütünün ne kadar kullanılması gerektiği ise, saf olarak veya balla karışmış olarak, her iki halde de; bünyenin yaşına, sağlık derecesine, varsa hastalığın ağırlığına, veya istenilen maksimum kuvvet seviyesine veya istenilen rahatsızlık derecesine göre değişir.
ARISÜTÜ'NÜ KİMLER KULLANABİLİR :
Arısütü Bilimsel gramajlar dahilinde; bünyenin yaşına, sağlık derecesine, varsa hastalığın ağırlığına, veya istenilen maksimum kuvvet seviyesine veya istenilen rahatsızlık derecesine göre; dozajına uygun kullanıldığı takdirde yeni doğmuş bebekten, en yaşlı bünyeye kadar herkes tarafından kullanılabilir.

ARISÜTÜ'NÜN FAYDALARI NELERDİR :
Saf Arısütü "Gençlik İksiri", "Hayat İksiri", gibi tanımlamalarla yüzyıla yakın zamandır bilinmektedir. Ancak yakın geçmişte besleyicilik üstünlüğünün yanında içerdiği Hayatsal değerleri de bilimsel çalışmalar sonucu başta A.B.D. ve Uzakdoğu olmak üzere birçok ülkede saptanarak yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Düzenli kürler uygulanarak kullanılması halinde;

1 - Yorgunluk, halsizlik, bitkinlik ve çalışma isteksizliklerini gidererek organizmaya aktivite kazandırır. Enerji açığını kapatır.
2 - Beyin performansı gerektiren durumlarda özellikle öğrencilerin sınav dönemlerinde daha başarılı olmalarında, yorgunluk ve endişe duymamalarında yardımcı olur.
3 - Üstün hücre yenileyici özelliği nedeniyle yaşlanmayı geciktirir ve çocuk sahibi olmak isteyenlere yardımcı olur
4 - Seks performansını en yüksek düzeye çıkartarak dengeli bir seks yaşantısının sürdürülmesi ile cinsel isteksizliklerin giderilmesine yardımcı olur.
5 - Sporcuların harcadıkları aşırı enerjiyi dengeler, yarışma önceleri yapılan kürlerle vücuda mukavemet ve aktivite kazandırarak sporcunun öz enerjisini en rantabl bir şekilde kullanması için beyin-beden uyumunu sağlar.
6 - Yaşlılıkla oluşan damar sertliğinin tedavisi, bitkinlik ve yaşama isteksizlikleri ile kandaki kolesterol-lipid seviyesinin ayarlanmasında yardımcı olur.
7 - Anemi (kansızlık) ve ağır kan kayıplarında organizmanın yeterli kan üretimini sağlar.
8 - Hastalıkların ve ameliyatların iyileşme dönemlerinin çabuklaştırılması ile zaafiyetlerde, nekahat dönemlerinde vücudun gıda rejimini desteklemek amacıyla kullanılmaktadır.
9 - Mide-barsak sistemine ait hastalıklarda ( Kolit-Ülser-Gastrit )
10 - Böbrek ve idrar yolu hastalıklarında
11 - Karaciğerin fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediği durumlarda ve alerjik rahatsızlıklarda,
12 - Solunum sistemi hastalıklarında ( Tüberküloz, Astım, Bronşitte )
13 - Saç dökülmelerinde, saçlı ve saçsız derinin değişik hastalıklarında,
14 - Bayanların regl dönemlerindeki düzensizlik ve ağrıların giderilmesinde,
15 - Özellikle menapoz ve andrepoz dönemlerinde kadın ve erkeklerdeki yaşlanmaya bağlı şikayetlerin giderilmesinde,
16 - Vücut organlarının deforme olmadan orjinal şekillerinin korunmasında ( özellikle bayanların göğüslerinde ) süt verme fonksiyonunun arttırılmasında ve özel cilt bakımlarında,
17 - Hamilelerde gebeliğin sağlıklı geçmesinde, fetusun ve annenin sağlıklı beslenerek zararlı etkilerden korunmasında,
18 - Bebeklerin çabuk ve sağlıklı gelişerek ruh ve beden bütünlüğünün sağlanmasında,
19 - Çocuklarda görülen gelişim güçlükleri, kemik ve kas kuvvetsizliklerinde,
20 - Erken bunama, hafıza kaybı, zeka geriliği, alkolizm gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olarak,
21 - Zayıflama rejimlerinde dengeli bir beslenme temin ederek vücut direncini arttırmada,
22 - Çocuklarda görülen gece işemelerinin tedavisinde,
23 - Şeker hastalığının tedavisine yardımcı olarak
24 - Romotoloji (KANSER) tedavisinde Kemoterapi ve Radyoterapi tedavisini destekleyici olarak yaygın şekilde pek çok ülkede kullanılmaktadır.

KAYNAK :http://site.mynet.com/ari_sutunun_yararlari/index.html